open door - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

open door

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "open door" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 5 résultat(s)

Anglais Turc
General
open door n. açık kapı
Trade/Economic
open door n. serbest ticaret
Politics
open door n. ticari ilişkiler bakımından tüm uluslara eşit fırsat tanıyan devlet politikası
open door n. göçmenlere uygulanan açık kapı politikası
Computer
open door expr. kapı aç

Sens de "open door" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 109 résultat(s)

Anglais Turc
General
open door policy n. açık kapı politikası
open-door n. kabul edilen giriş hakkı
open-door n. giriş özgürlüğü
open-door n. engellenmemiş fırsat
open-door n. engellenmemiş fırsat kaynağı
leave the door open v. açık kapı bırakmak
open the door v. kapıyı açmak
open one's door to v. kapısını açmak
open the door slightly v. kapıyı aralamak
leave the door open v. kapıyı açık bırakmak
hold the door open v. kapıyı açık tutmak/bırakmak
open the door to see who it is v. kim olduğunu öğrenmek için kapıyı açmak
keep the door halfway open v. kapıyı aralık tutmak
leave the door halfway open v. kapıyı aralık bırakmak
open the door with a key v. kapıyı anahtarla açmak
open-door adj. herkese açık
open-door adj. (endüstriyel ilişkilerde) iş yerinde çalışanlarla konuşmaya her zaman açık olan
open-door adj. halka açık
open-door adj. halka açık
the door won't open expr. kapı açılmıyor
Proverb
a golden key can open any door para her kapıyı açar
a golden key can open any door paranın açamayacağı kapı yoktur
a door must be either shut or open bir karar vermelisin
a door must be either shut or open iki seçeneğe aynı anda sahip olamazsın
a door must be either shut or open seçimini yapmalısın
a door must be either shut or open bir kapı ya açık durmalı ya kapalı
a door must be either shut or open ya öyledir ya böyle
Idioms
open the door to someone v. birisinin yolunu açmak
open the door to peace talks v. barış görüşmelerine olanak tanımak
open the door to someone v. birisine kapıyı açmak
crack the door open v. kapıyı birazcık aralamak
push at an open door v. kolayca elde etmek/başarmak
push at an open door v. (geniş destek görerek) kolayca elde etmek
open a new door into v. yeni bir kapı açmak
be pushing at an open door v. kolayca elde etmek/başarmak
be pushing at an open door v. zor olmayan bir şeyi başarmak
be pushing at an open door v. (geniş destek görerek) kolayca başarmak
be pushing at an open door v. zorlanmadan elde etmek
be pushing against an open door [uk] v. kolayca elde etmek/başarmak
be pushing against an open door [uk] v. zor olmayan bir şeyi başarmak
be pushing against an open door [uk] v. (geniş destek görerek) kolayca başarmak
be pushing against an open door [uk] v. zorlanmadan elde etmek
be pushing against an open door [uk] v. tereyağından kıl çeker gibi olmak
leave the door open for v. için açık kapı bırakmak
leave the door open for v. için kapıyı açık bırakmak
leave the door open for (something or doing something) v. (bir şey/bir şey yapmak) için açık kapı bırakmak
leave the door open for (something or doing something) v. (bir şey/bir şey yapmak) için kapıyı açık bırakmak
leave the door open for (something or doing something) v. (bir şey/bir şey yapmak) bir şans bırakmak
leave the door open for (something or doing something) v. (bir şey/bir şey yapma) olasılığını açık bırakmak
open the door for (someone or something) v. (birine/bir şeye) kapı açmak
open the door for (someone or something) v. (birine/bir şeye) fırsat yaratmak
open the door for (someone or something) v. (biri/bir şey) için kapıları açmak
open the door for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünü açmak
open the door for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yolunu açmak
open the door for (someone) v. (birine) kapıyı açmak
open the door for (someone) v. (birinin/birine) kapısını açmak
open the door for (someone) v. (biri) için kapıyı açmak
open the door to v. -e fırsat yaratmak/tanımak
open the door to v. için fırsat yaratmak/tanımak
open the door to v. '-in yolunu açmak
open the door to v. '-in kapılarını açmak
open the door to v. için ortam yaratmak
open the door to (someone) v. (birine) kapıyı açmak
open the door to (someone) v. (birinin/birine) kapısını açmak
open the door to (someone) v. (biri) için kapıyı açmak
open the door to (someone) v. (birine) bazı kapıları açmak
open the door to (someone) v. (birinin) işini kolaylaştırmak
open the door to (someone) v. (biri) için iş/kariyer fırsatı yaratmak
open the door to (someone) v. (birine) fırsat kapıları açmak
open the door to (someone) v. (birine) fırsatlar sunmak
open the door to (something) v. (bir şeyin) yolunu açmak
open the door to (something) v. (bir şey) için fırsat yaratmak
open the door to (something) v. (bir şeyin) önünü açmak
a golden key can open any door expr. para her kapıyı açar
a golden key can open any door expr. paranın açamayacağı kapı yoktur
(one's) door is always open expr. (birinin) kapısı her zaman açık
(one's) door is always open expr. (biri) her zaman yardıma, desteğe, yol göstermeye hazır
Speaking
open the door expr. aç kapıyı
open that door expr. aç şu kapıyı
open the door expr. kapıyı aç
leave the door open a little expr. kapıyı biraz açık bırak
please open the door expr. lütfen kapıyı aç
the door was open expr. kapı açıktı
my door is always open to you expr. kapım sana/size her zaman açık
they found the door open expr. kapıyı açık buldular
make sure you don't leave the door open expr. kapıyı açık bırakmadığından emin ol
leave my door open just a crack expr. kapımı biraz açık bırak
did you say the door was open? expr. kapının açık olduğunu mu söyledin?
Trade/Economic
open-door policy n. açık kapı politikası
open door policy n. açık kapı politikası
open door policy n. dış ticarette açık kapı politikası
open door policy n. yabancı işadamlarına eşit imkanlar sağlama politikası
Politics
open door policy n. açık kapı siyaseti
open door policy n. açık kapı politikası
open-door n. ticari ve diğer ilişkiler bakımından tüm uluslara eşit fırsat tanıyan devlet politikası
open-door n. göçmenlere uygulanan açık kapı politikası
open-door adj. (dış ilişkilerde) açık kapı politikasına ait
open-door adj. (dış ilişkilerde) açık kapı politikasıyla ilgili
open-door adj. (dış ilişkilerde) açık kapı politikası uygulayan
open-door adj. (dış ilişkilerde) açık kapı politikasına ait
open-door adj. (dış ilişkilerde) açık kapı politikasıyla ilgili
open-door adj. (dış ilişkilerde) açık kapı politikası uygulayan
Technical
pivoted end door (of high-sided open wagon) n. açık vagon başlık kapağı
Computer
door open expr. kapı açık
door open expr. kapak açık
Automotive
door hold-open spring n. kapı tutma yayı
door open detent n. kapı açma tutucu parçaları
Slang
your barn door is open expr. dükkanlar açık kalmış
your barn door is open expr. dükkanın açık kalmış